İçeriğe geç

2024 lojman kiraları ne kadar oldu ?

Bir süredir kafamda dönen şeyi sizinle paylaşmak istiyorum: “Kamu Konutları Kanunu”na tabi lojman giderleri aslında kim tarafından ödenmeli acaba? Bu soruya hem resmi metinlerin ışığında bakacağız hem de bu sistemin “sosyal adalet”, “kurum sorumluluğu” ve “herkes için eşit hak” açısından ne kadar tutarlı olduğunu sorgulayacağız.

Lojman Giderlerini Kim Öder? Kurumsal Sorumluluk mu, Kullanıcıya Yük mü?

Kökenlerine bir bakış

Lojman olarak adlandırılan kamu konutları, kamu kurumlarının personeline sağladığı bir tür destek mekanizmasıdır. Bu mekanizmanın temellerinde, kurumların çalışanlarının yerleşim ihtiyaçlarını gözetme sorumluluğu vardır. Buna karşılık, giderlerin kim tarafından karşılanacağına dair düzenlemeler de mevzuatta yer alır. Örneğin, kurum ve kuruluşlarca karşılanacak giderler “Kamu Konutları Yönetmeliği”nin 26. maddesinde sıralanmıştır: “kat mülkiyeti kanununa tabi olmayan kaloriferli konutların ısınma giderleri”, “ortak yerlerin bakımı, korunması ve onarımı”, “kalorifer, hidrofor ve asansör gibi ortak tesislerin elektrik ve işletme giderleri”, “yönetmeliğin yayımından itibaren beş yılda bir boya, üç yılda bir badana giderleri” gibi. ([Gayrimenkul Mevzuati][1])

Öte yandan, konut tahsis edilenler yani lojmanda oturan personel, yönetmeliğin 28. maddesi ve ilgili tebliğlerle, “kırılan camların yenilenmesi”, “mutfak dolaplarının bakım onarımı”, “zemin-döşeme onarımı”, “konutun aydınlatma, elektrik, su ve gaz giderleri” gibi kalemlerden sorumlu tutulmuştur. ([uzmanraporu.org][2])

Yani sistem şöyle çalışıyor: Kurum grubunda “ana yapı, büyük bakım, ortak tesisler, metinlerde belirli sürelerde yapılması gereken boyama‑badana işleri” kurum tarafından ödeniyor. Kullanıcı grubunda ise “küçük bakım, kendi dairesindeki tesisat bakım‑onarım, tüketim gideri” gibi yükler lojmanda oturanlara bırakılıyor. Bu ayrım ancak işte burada netlik kazanmıyor ve tartışma çıkarıyor.

Günümüzde yansımaları

Bugün birçok lojman sakini şu durumu yaşıyor: “Kuruma ait ortak tesisin (örneğin asansör, kazan dairesi, çatı) bakımında sorun var, ama kurum bu işlemi uzun süredir yapmadı. Biz personel olarak başvurduk, ancak bize ‘küçük bakım’ diye gösterdiler ve masraf bize çıkarıldı.” Bu tarz şikâyetler görülmektedir. Örneğin bir haber başlığı: “Lojmandaki bu gideri kim öder? Banyo aşağıya su akıtırsa…” şeklinde. ([Soru Cevap][3])

Bunun ötesinde, kurum‑kullanıcı ayrımı bazen belirsiz kalıyor: “Isınma gideri kurum tarafından mı?” diye sorulduğunda, konutun kaloriferli olup olmadığı ya da Kat Mülkiyeti Kanunu’na tabi olup olmadığı gibi koşullar devreye giriyor. ([Gayrimenkul Mevzuati][1])

Bu belirsizlik, lojman sisteminin sosyal adalet açısından eleştirilmesini gerektiriyor: Neden birtakım giderler “öncelikli kurum sorumluluğu” altında olmalı iken diğer giderler çalışan personel üzerine yıkılıyor? Bu, hizmet eden memuru ya da kamu görevlisini ikinci plana mı atıyor?

Gelecekteki potansiyel etkileri

Geleceğe baktığımızda iki kritik husus ortaya çıkıyor: Birincisi, lojman giderlerinin net ve anlaşılır biçimde “kim ödeyecek” meselesinin kurumlarca yeniden tanımlanması gerekliliği. İnsanlar işlerini yaparken, konutlarını ve yaşam alanlarını sağlıklı bir şekilde sürdürmek istiyor; ancak “benim alanım” mı “kurumun alanı” mı belirsizliği motivasyon ve aidiyet açısından olumsuz etkiler yaratabilir.

İkincisi, bu sistemin eşitlik ve sosyal adalet açısından gözden geçirilmesi gerekiyor. Kamu lojmanlarına tahsis edilen çalışanların farklı maaş düzeyleri, farklı görevler ve lojman türleri var: “özellikle üst düzey makamlara tahsis edilen özel lojmanlarda giderlerin büyük kısmı kurum tarafından ödenirken, sıradan görev tahsisli lojmanlarda personel açısından yük artabiliyor.” Örneğin bir kaynak şöyle diyor: Özel tahsisli lojmanlarda ısınma, demirbaş eşya ve mefruşat gideri ile elektrik, su, bahçıvan ve benzeri işletme giderleri kamu kurumları tarafından karşılanır. ([Mustafa Baysal][4])

Bu durum “çift standart” algısı yaratabilir ve lojman sisteminin çalışanlar arasında adil dağıtılmadığı düşüncesini kuvvetlendirebilir. Eğer gider dağılımı adil değilse, bu sistem bir destek mekanizması olmaktan çıkar ve bir yük haline dönüşebilir.

Sonuç: Bizim için Ne Anlama Geliyor?

Arkadaşlar, bu yazıyı bir grup — “Allah kolaylık versin” diyerek— sohbet eder gibi yazdım çünkü bu mesele yalnızca hukuki veya teknik değil; insan merkezli bir mesele. Kamu görevlisi bir çalışan için lojmandaki giderler, hem yaşam kalitesini etkiler hem de kurum‑çalışan ilişkisini şekillendirir.

Peki sizce, bu lojman giderlerini kim ödemeli? Kurum mu yoksa kullanıcı mı? Ve sistemin daha adil olması için ne değişmeli? Aşağıda birkaç soru bırakıyorum, düşünmenizi isterim:

Siz lojmanda yaşıyorsanız ya da lojmana tahsis edilmeyi bekliyorsanız: “Hangi giderlerin bana yüklendiğini ve bu yükün hakkaniyetli olup olmadığını görmek için ne yaptınız?”

Kurum açısından bakarsak: “Ortak tesislerin giderlerini kurum mu üstlenmeli yoksa çalışan bunu kabul etmeli mi?”

Ve en geniş perspektifte: “Kamu lojmanları destek mekanizması olarak mı tasarlanmalı yoksa personel bir çeşit ayrıcalık mı elde ediyor?”

Görüşlerinizi yorumlarda paylaşırsanız, bu mesele üzerine hep birlikte düşünmüş oluruz.

[1]: “Lojmanda Kalanlar Hangi Giderleri Öder? Lojman Giderlerinden Hangileri …”

[2]: “Lojmanda kalanlar hangi giderleri öder? – uzman raporu”

[3]: “Lojmandaki bu gideri kim öder? – Memurlar.Net”

[4]: “Lojman kimlere verilir? Memur lojman hakkı 2023 – Mustafa Baysal”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
ilbet girişvdcasino sorunsuz girişilbet giriş adresiwww.betexper.xyz/marsbahis